sonuçsuz

Posted: 4 Nisan 2010 Pazar by Bekçi in Etiketler: , ,
3

Yetişme tarzımız ve yeteneklerimiz bizim özümüzü oluşturuyor, yada ben hala öyle sanan saflardanım. Reddetme hakkı varsa ya da kabullenme, ki bu kavramla da kafaları kurcalamak istememekteyim. Aslında çoğunluk sadece, Şimdi için, kabullenmişlik varsayımıyla, bir kimya ya da fizik terimi olarak “laboratuar koşullarında” bir sahiplenmeyle yaşamakta, yaşamak isteğini. Özlerden uzakta (biliyorum çok bayağı olacak ama) sözde olan amaçlar, sadece göze hitap eden duruşlarla, ruhtan bağımsız bir makine haline gelen insanlık, kendi elleriyle çok güzel görünen bir buzdan heykel yapma telaşında. Bu telaş; kendi eliyle ve sadece kendi gözüne güzel görünen kavramıyla sınırlı. Açıkçası mevcut sistem bu durum destekler cinsten, garip bir esnekliğe sahip. Hayal edilebileceği üzere eleştirsin eleştirmesin her kes (bizler) bir biçimde sistemin bir noktasında, kafa komunda olmasa da bir tırnak, bir kirpik durumunda, olayın içinde...

lüzümsuz

3 Yorum:

  1. molgun says:

    "kendi eliyle ve sadece kendi gözüne güzel görünen kavramıyla sınırlı" bence bu tamamen tam tersi, insanlar kendini dinlemek yerine kendini topluma kabullendirme çabasında.kendileri olsalar toplumun onları daha rahat kabulleneceğinden habersiz

  1. Skandrant says:

    Herkes oyunun içinde mi? Aynı mekanda paralel oyunlar yok mudur? Tek oyun varsa bunun şartlarını biraz daha açabilir misin?

  1. Adsız says:

    buzdan heykel oymacılığı, bir araya gelmiş insanların oyunudur, her topluluk kendi güzeli doğrultusunda bir heykel tarzı belirler. insanların iyi bir şey yapması "görüşü""güzeli" oluşturma girşimi. tek bir oyun olamaz, belki insan sayısının yüzlerce katı kadar... ama baskın olanlar "şaheserler" elbetteki var. oyunun şartları da heykelin şartlarıdır her sürünün kendine ait şartları vardır. her şeyi yok sayamazsak, zaman ve meakanın bir köşesinde bir dünya giriş kaydımız varsa, hiç bir düşünce dahilinde olmasak bile, diğer insanlardan gördüğümüz işçilikle kendimizin heykelini yapmaya çalışıyoruz. lüzumsuz.

Powered By Blogger