Türkçe Kelime Sanacı (Sa-)

Posted: 23 Şubat 2010 Salı by Skandrant in Etiketler: , , , , , , ,
0

Sağız: Elbiseye bulaşan meyve suyu, pekmez gibi nesneler. Sağızlı yer (Çamuru yapışan yer). Safranbolu'nun yolları çok sağızlıdır.

Sağlık: Sağılacak dişi koyun. Er, sağlıklandı (Adam dişi koyun sahibi oldu).

Saka: Dağ yamacı. Keltepe'nin sakasında şirin bir köy var.

Sakımak
: Halusinasyon görmek. O benim gözüme sakıdı. (O benim gözüme hayal göründü)

Salıntı: Erkeğin arkaya doğru salıverdiği saç. Mengü salıntısını nerede bıraktı?

Salıngı: Kendisiyle çakıl atılan sapan.

Samduy: Ilık yemek. Talebe mutfağı samduylarıyla ünlüdür.

Samırtığ: Karmaşık. Samırtığ iş. (İçinden çıkılmayan karışık iş)

San: Sayı, sayma, add u îtibar.

Sanaç: Dağarcık.

Sanarmak: O, onu kişiden sanardı (O, onu halktan sandı, saydı).

Sanrımak: Esrik sanrıdı (Sarhoş saçmaladı). Esrikler kamu sanrıştı. (Sarhoşlar bütün saçmaladı)

Sandrış: Çekişme.

Sançmak: Bıçak vb sokmak (Savaşta, kavgada vs). O, ona bıçağını sançtı. Yağı sançıktı (Düşman sançılarak yenildi). Bıçak dama sançıldı (Bıçak duvara sançıldı).


Sang: Kuş pisliği. Kuş sangladı. O, kuşunu sanglattı.

Sapmak: Yiçi iğne saptı (Terzi iğneye iplik geçirdi). İp iğneye sapıldı.

Saplamak: Sap takmak. O, kılıç saplattı (O, kılıça sap yaptırdı).

Sarkım: Soğuk günlerde kar gibi yağan çiğ.

Sarkmak: Sürekli akış hali. Sarkıntı su (Sürekli su damlası). Buzdan su sarkıştı. O, yağını kaptan sarkırdı (O, yağını kaptan akıttı).

Satamak: Kavgadaki gibi ısırmak, çiğnemek. O, onun boynunu satadı. O bana yolda sataştı.

Say: Kara taşlık yer. Yer sayırdı (Yer kara taşlı olayazdı). Yer sayıkdı (Yer kara taşlı oldu).

Sayramak: Şakımak. Sanduvaç sayradı (Bülbül şakıdı).

Sayram: Sayram su (Mümkün olsa kara taşlı yere çarparken şakırdayarak akacak gibi topuktan yukarı çıkmayan sığ su). Su sayramlandı (Su artık rahatça geçilebilecek hale geldi)

Saypamak: Çarçur etmek, israf etmek. O, davarını saypattı (O davarını çarçur ettirdi).


0 Yorum:

Powered By Blogger